Kudüs’ün çevresine inşa edilen 143 kilometrelik ayırıcı duvarı %74’lük tamamlanmış olup, bu ayırıcı duvar Kudüs ve çevresinde yeni coğrafi şartlar ve yerleşim yerleri doğurmakta.
Kudüs’ü Arap bölgelerden ayıran duvar şehrin çevresini 3 ana bölgeye ayırmış olup, Kudüs’ün kuzeybatısına 49.500 nüfusluk 14 Filistin kasabası, güneydoğusuna 25.700 nüfusluk 7 Filistin kasabası ve doğusuna 2.500 nüfusluk bedevilerin yaşadığı bölgeler bulunmaktadır.
Ayırıcı duvarın bu bölgeleri çevirmesi ile söz konusu bölgelerde nüfus yoğunluğuna neden olmakla birlikte, ilgili kasabaları çevre şehirlerinden ayırmıştır. Ayrıca bu ayırıcı duvar altyapının ve özel mülk kaynaklarının büyük bölümünde ciddi hasara neden olmuştur. Temellük hakkı, gezme özgürlüğü, tarım ve çevre kaynaklarından yararlanma gibi insanların temel haklarını ihlal edilmesine neden olan bu duvar, insanların üretim ve çalışma güçlerini ciddi şekilde tehdit etmektedir.
Bu program ile söz konusu kasabalardan 21 kasabaya donanımlı projeler sunulacaktır. Her kasabanın durumuna göre bedevilerin yaşayacağı topluluk yerleri kurulacaktır. Bu şekilde kasaba sakinlerinin temel haklarından biri olan sahibi oldukları ekim arazilerinden faydalanabilecek ve işletebilecekler (4. Cenevre antlaşması, 53.madde), işgal güçlerin hiçbir engeline maruz kalmadan çalışma ve üretme haklarını kullanabilecekler (4. Cenevre antlaşması, 52.madde), kaynak suları korunacak, sağlık hakları, çocukların toplum kültürlerine uygun olacak şekilde öğrenme hakları (Cenevre antlaşması, 50. Madde). Bu sayılmış olan maddeler uluslararası kanunların onaylamış olduğu işgal altında kalan toplumsal haklardandır.